TZYMB

Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği

Birliğimizin 56. Genel Kurulu Başarıyla Tamamlandı

<b>Kiraz yeniden Genel Başkan</b><br> Birliğimziin 56. Olağan Genel Kurulu Gür Kent Otel'de yapıldı. Tek liste ile girilen seçimde Fehmi KİRAZ'ın başkanlığındaki liste kullanılan oyların tamamını alarak seçilmiş oldu. 55. Dönem de yönetimde bulunan Hasan Hüseyin BAYRAM ile Dr. Erkan İÇÖZ göreve devam ederken listeye yeni giren isimler ise şöyle: Dr. Yücel KEŞLİ, Timuçin ÜNLÜ, Fikri KAYA, Eray Uğur KUTSAL, Gökhan BALCI, Engin ULAŞ. Yönetim kurulu ilk toplantısında kendi arasındaki görev dağılımını gerçekleştirecek.<br> <br> Sayın Kiraz'ı ve listesinde yer alan üyelerimizi tebrik eder, görevlerinden başarılar dileriz.

Genel Kurul açılış konuşmasını yapan Kiraz’ın konuşma metni:

TZYMB adına herkesi selamlıyorum, 56. Olağan Genel Kurulumuza hoş geldiniz, şeref verdiniz.
 Bugün 19 Mayıs, 93 yıl önce Ulu Önderimizin Mustafa Kemal Atatürk’ün milli mücadeleyi başlattığı gün, Gençlik ve Spor Bayramımız, milletimizin ve camiamızın bayramını tebrik ederim.

 

Ulu çınarımız 73 yıldır olduğu gibi dimdik ayakta, Türk tarımına, üyelerine ve meslektaşlarına hizmet vermektedir. Birliğimiz, Cumhuriyetimizin ilk STK’larından biri olup, Türk tarımının ve ziraat mühendisliği mesleğinin gelişiminde her zaman aktif rol oynamış ve yön vermiştir.

Dünyada en çok tüketilen ürün olan buğday verimi 40 yılda 3 katına çıkmış, pamuk, ayçiçeği, et, süt ve diğer bütün ürünlerde verim artışı kat kat sağlanmıştır. Bütün bunlar ziraat mühendislerinin eseridir.
Bu vesile ile ahirete intikal etmiş meslektaşlarımızı rahmetle anıyor, tüm meslektaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.

Birliğimiz, her zaman, hiçbir çıkar gözetmeden ideal tarım politikalarını kamuoyu, tarım bürokrasisi ve siyasetçilerle paylaşmıştır. Bundan sonrada bu yönde çalışmalarına devam edecektir. Türk tarım politikasına yön verenlerin, Birliğin birikim ve tecrübelerinden faydalanmalarının ülke menfaatine olduğunu düşünmekteyiz.

Nüfusumuz her yıl 1 milyon kişi artmaktadır, 2040 yılında nüfusumuzun 90- ila 100 milyon kişi arasında olacağı tahmin edilmektedir. 

Ülkemiz, insanımızın yeterli, sağlıklı ve kaliteli gıdaya ulaşabilmesini sağlamak zorundadır. Bunun da ilk şartı kendine yeterli üretim yapılmasıdır.

Buğdayda şuan için yıllık 18-19 milyon ton olan üretimimiz, ancak tüketimimize yetebilmektedir. 2040 yılında yıllık yaklaşık 25 milyon ton olacak tüketimin tamamını üretmek zorundayız.

Tarım alanlarının genişlemesi gerekirken, yıldan yıla daralmaktadır. Hal böyle iken ihtiyacımız olan üretimi nasıl yapacağız?

Kuru ve sulu buğday verimi arasında 3-4 kat fark vardır. Kuru tarımda dekara 150-200 kg buğday alınırken, sulu tarımda ortalama 500-600 kg verime kadar üretim yapılabilmektedir.
Hala 5,5 milyon hektar ekonomik olarak sulama yapılabilecek arazimiz sulama alt yatırımı bekliyorsa bu alanlara suyu ivedilikle götürebilmemiz gerekmektedir.

Araştırmaya önem vererek, araştırmacı ziraat mühendisi meslektaşlarımızı teşvik ederek yeni çeşitlerle verimi artırmak ve uygulayıcı ziraat mühendislerimiz sayesinde, en başta da siyasi bir bilincin oluşmasıyla 2040 yılında yıllık 25 milyon ton hedefine ulaşabiliriz.

Kişi başı et ve süt tüketiminde gelişmiş ülkelere nazaran kat kat düşük durumdayız.
Türkiye Kamu-Sen’in yaptığı araştırmaya göre, kişi başına yıllık kırmızı et tüketimi Avustralya’da 142 kilogram, ABD’de 125 kilogram, Almanya’da 82 kilogram, İngiltere’de 80 kilogram iken bu miktar Türkiye’de sadece 12 kilogramdır.

TÜİK rakamlarına göre kırmızı et üretimimiz ortalama yılda 500 bin ton, tüketimimiz 850 bin ton dur. Yani tüketimimizin ancak %60 ını üretebilmekteyiz. İthalata muhtaç hale gelmişiz. 1980 li yıllarda 18 milyon olan büyükbaş hayvan varlığı 10 milyona düşmüş, 40 milyon olan koyun keçi varlığımız ise 20 milyonun altına düşmüş durumdadır.

Gelişmiş ülkelere göre sütte hem üretimde hem tüketimde çok gerilerdeyiz, 10-11 milyon ton yıllık üretim, kişi başı 140 litre ile 9 milyon ton tüketimimiz vardır. Okul sütü projesini yıllardan beri her platformda dile getirmekteyiz, yine nüfusumuzun artmasına paralel hem üretimde hem de tüketimdeki miktarımızın artırılması gerekmektedir.

Ette ve sütte kendimize yetebilmemiz için hayvancılığımızı çok değil düzgün ve etkili politikalarla 5 yılda tekrar kendimize yeterli hale getirebiliriz.

Tarımsal üretimin birinci aşamasını ekimden hasat ve depolamasına kadar uygulamaların iyi denetlenmesi, izlenmesi halinde çok fazla bir sorun çıkmayacağını düşünmekteyiz ama, ürünlerin, zirai mücadele uygulamaları tarladan tüketiciye ulaşana kadar tam manasıyla kontrol ve kayıt altında olmalıdır.

Ülkemizde kayıt dışı ve merdiven altı üretimler hala çok riskli oranlarda devam etmektedir. Merdiven altı ve kayıt dışı üretim özellikle et, süt, unlu mamul ürünlerde v.b. diğer yiyeceklerde daha çok karşımıza çıkmaktadır.

Bu durum, kontrol, denetim ve cezai müeyyidelerin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Merdiven altı işletmeler ve denetimsizlik halk sağlığı açısından büyük riskler ortaya çıkarmaktadır.
 
Bu minvalde diyoruz ki;
Tarım Bakanlığı kontrol ve denetimi yeterli bir şekilde yapamamaktadır, cezai müeyyidelerin daha fazla artırılması ile birlikte kontrol ve denetim yetkisinin tarımla ilgili sivil toplum kuruluşlarına, hatta fahrilik ama etkin fahrilik anlamında tüm ziraat mühendislerine gıda kontrol ve denetleme yetkisinin verilmesi ve bu sistemin işletilmesi için tüm kanalların açılması gerekmektedir.

Çiftçilerimiz açısından tarımsal üretimin sürdürülebilirliğinde çok büyük sıkıntılar vardır. Girdi fiyatları, vergiler düşürülmeli, desteklemeler artırılarak yolsuzlukların önüne geçilmeli, medeni kanun ve yönetmelikler etkin bir şekilde uygulanarak, tarımsal işletmelerin küçülmesinin önüne geçilmelidir.

Bildiğiniz üzere Tarım Bakanlığının teşkilat yasası değişmeden önce günümüz şartlarına uyum sağlayabilen, tarımın sorunlarına aktif ve hızlı eğilebilecek, bürokrasi yönetiminde ehliyetli konunun uzmanlarının olabileceği konu bazlı çok kapsamlı bir kanun taslağı hazırlayarak vermiştik. Ancak bugün gelinen noktada teşkilat yapısı değişmiş, bu önerilerimizin hiç biri yapılmamış, konu bazlı bütünlük sağlanamamış, genel müdürlükler, iş ağırlığı yönünden çok dengesiz ve hantal bir yapıya bürünmüştür. Diğer taraftan 1 yıl geçmesine rağmen yönetim kadrosunun ataması dahi yapılamamış, iş paylaşımı ve dengesi sağlanamamıştır.

TZYMB geçmişte olduğu gibi önümüzdeki dönemde de kurs ve seminer programlarına ağırlık verecektir.
TZYMB’nin faaliyetlerini desteklemek için kurulmuş ve bu amaç için varlıklarını devrettiği Türk Ziraat Mühendisleri Birliği Vakfının son 10 yıldır zayıflaması, şirketlerinin ticari faaliyet yapamaması, Birliğin yapmayı planladığı faaliyetlerini de etkilemektedir. Vakfımızın ve ticari şirketlerinin kar eden bir yapıya kavuşarak Birlik faaliyetlerinin daha etkin desteklenebilmesi hususlarında sizleri kafa yormaya davet ediyorum.

Birlik ve beraberlik içerisinde TZYMB Türk tarımına hizmet etmeye devam edecektir.
56. Olağan Genel Kurulumuzun Türk milletine, tarımımıza, mesleğimize ve camiamıza hayırlar getirmesini diler,
Saygılar sunarım.

Fotoğraf albümüne buradan ulaşabilirsiniz..


 

56. Genel Kurul