TZYMB

Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği

Anadolu’nun Tapu Senetleri: Ahlat Mezar Taşları

Cumartesi sohbetleri kapsamında bu hafta Birliğimize konuk olan Gazi Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Mühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nakış Karamağaralı, Bitlis'in Ahlat ilçesinde yıllardır sürdürülen kazılar, Anadolu'da Türk tarihi ve tapu senetleri hükmünde olan ve en büyük islam mezarlığı olan tarihi Selçuklu Mezarlığı'nda bulunan binlerce mezar taşı üzerindeki bezemelerin tarihe ışık tuttuğunu anlattı. Doç. Dr. Karamağaralı bilim, kültür ve sanat alanındaki gelişmelerin yanı sıra Ahilik Teşkilatı'nın Ahlat'ta olduğunun buradaki mezar taşlarından teyit edildiğini söyledi.

Karamağaralı Birlik’te yaptığı sunumda Türklerin Anadolu’ya girişi ile birlikte Ahlat’taki yerleşim hakkında bilgiler verdi. 13. yüzyılda yaşanan büyük depremde 12 bin ailenin Mısır’a göçtüğü ve Mısır’da Ahlat Mahallesi adında bir mahallenin bile bulunduğunu dile getiren Karamağaralı, 1000’li yılların başlarında burada Türk yerleşimlerinin başladığını ve tahminen 300 bin kişinin yaşadığını söyledi. Karamağaralı özetle şunlara değindi:

Ahlet kazıları 50 km2’lik bir alanda devam ediyor. Bölge arkeolojik kazı ve sit alanı ilan edilmiş ama korumak mümkün değil. 90’lı yıllarda terör nedeniyle kazılara yıllarca ara verilmiş.

Ahlat’ta 6 tane mezarlık bulunmakta. Büyük mezarlıkta (Meydan Mezarlığı) 7-8 bin mezar taşı yer alıyor. Taş ustaları, Selçuklu döneminin çok önemli sanatkarları arasında. Anadolu’nun değişik yerlerinde benzersiz mimarisi ile göze çarpan yapıların Ahlat’lı mimarların elinden çıktığı anlaşılıyor.

Taşlar 1 metre en ve 3,5 metre boya kadar çıkabiliyor. Bölgedeki volkanik kayalardan genellikle ponza taşı kullanılmış. Bu kadar büyük taşlar kullanılmış olması, Türkistan’dan göçlerle gelen Türklerin Orhun Anıtları geleneğini yeni geldikleri bu topraklara da taşıması olarak değerlendirilebilir.

Mezarlar, çatma lahit, şahidesiz sandukalı mezarlar ve şahideli mezarlar şeklinde yapılmış. Mezar taşlarında kişi bilgileri arapça yazılı iken, yan ve ayak şahidelerinde yer alan kişi hakkında yazılan şiirler, methiyeler farsça yazılmış. Mezarlıkta okunan isimlerin nerdeyse tamamına yakını Türkçe. Ermeniler zaten Ahlat’ın dışında mağaralar bölgesindeki kaya evlerde yaşadıklarından, bu civarda mezarlıkları bulunmamakta. Moğol istilaları esnasında gelen budist Uygur Türklerinin de mezarları buralarda yer alıyor. Bunu mezar taşlarında yer alan lotus çiçeklerinden anlıyoruz.

Taşlarda bulunan motiflerde İslam öncesi Türklerin Türk inancına göre evren ve sonsuzluğun sembolü olan eder motifleri, Buda’nın sembolü olan lotus çiçeği ve Zümrüd-ü Anka kuşları genellikle gözlemlenen motifler arasında yer alıyor.

Ölünün isminin yanında hayattayken yaptığı iş, mesleği de yazdığından, oldukça önemli bir sosyal ve iş hayatı ile ilgili bilgi kaynağı.

Bunların yanında bölgede 30 civarında Kümbet tarzı Akıt’lar da var. Bölge halkının akıt demesinin sebepleri üzerinde araştırmalar yaparken şu sonuca ulaşıldı: Kırgızcada akıt; nihai, son yer anlamında kullanılmakta.

Mezar yönlerine bakıldığında islami usullerle definler yapıldığı anlaşılıyor.

Ahlat 13. ve 14. yüzyılların çok büyük ilim, kültür ve ticaret merkezi. Ahlat kazılarında çok sayıda cami, zaviye ve hamam bulunmuş. Elde edilen bulgular ışığında özellikle hamamlarda hamamın bölümleri, kullanım şekli, ısıtma sistemi, su taşıma sistemleri ve maksemler o dönemde Türklerin oldukça gelişmiş bilgilere sahip olduğunun en önemli işaretleri. Mezarlarda bolca seramik parçaları çıkıyor. Kazılarda bir bezirhane ve 5-6 çini fırını bulunmuş. Çini o dönemin önemli ihraç ürünlerinden. Ayrıca Ahlat’ta elma ve balık ticareti de o dönemlerde önemli gelir kaynakları arasında.

Mezar taşlarından elde edilen bilgiler değerlendirildiğinde, Ahilik teşkilatının başlangıcının da Ahlat olduğu söylenebilmekte. 

Cumartesi Sohbetleri 28 Ocak 2012 Doç. Dr. Nakış Karamağaralı