TÜRK ZİRAAT YÜKSEK MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ
Sakarya Cad. 30/2 Kızılay/ANKARA
SAYI : …/08/2008
KONU : Zirai karantina yönetmelik
taslağı
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞINA
(Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğüne)
ANKARA
6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai karantina Kanununa istinaden çıkarılan ve 06.07.2003 tarihinden beri yürürlükte olan “Zirai Karantina Yönetmeliği” yeniden değiştirilmek istenmektedir. Yayımlandığı tarihten beri, 2003 yılında 4 kez, 2004 yılında 3 kez, 2005 yılında 2 kez, 2006 yılında 2 kez, 2007 yılında 1, 2008 yılında 1 kez olmak üzere yürürlükte kaldığı yaklaşık 5 yılda 13 kez değişiklik yapıldığı tespit edilmiştir.
Bir Ülkenin karantina yönetmeliğinin bu kadar çok değiştirilmesi düşündürücüdür.
Tatil günlerini geçirmekte olduğumuz bu günlerde taslak metin aceleye getirilerek 10 günlük süre içerisinde Bakanlık sitesinde görüşlere açılmıştır. Diğer mevzuat taslaklarının yaklaşık bir ay süreyle görüşlere açıldığı düşünüldüğünde, bu aceleciliğin nedeni anlaşılamamıştır.
Ayrıca, 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunun değiştirme çalışmalarının yapılmasından vazgeçildiği yorumlarına da neden olmuştur. Kanun değişikliği beklenirken, yapılan yönetmelik değişikliğinin Avrupa Birliği Müzakerelerini kolaylaştırıcı etkisi de sınırlı kalacaktır. Köklü değişikliklerin ancak Kanun değişikliği ile yapılabilineceği bilinmektedir.
Bilindiği gibi, 20.06.2006 tarihinde yapılan değişiklikle yurda girişinde sakıncalı bulunan ve ithale mani teşkil eden yaklaşık onlarca hastalık ve zararlıyı listeden çıkarıldığı görülmüştür. O dönemde çok önemli olan Tütün, hıyar gibi mozaik virüsleri, Alternaria brassicola, Fusarium spp., gibi funguslar, Agrobacterium tumafaciens, Erwinia coredeum, Acidovorax avenae, Clavibacter michiganense, Xanthomanas vesicatarium gibi bakteriler yönetmelikten çıkarıldığından tepkilere neden olmuştu.
Gelen tepkileri yatıştırmak içinde “İç karantina” önlemlerinin artırılacağını ifade etmişler, ancak bugüne kadar İç karantina çalışmalarında somut adımlar görülememiştir.
İç ve dış karantina çalışmaları mütemmim cüz’dür. Birbirini tamamlayan kuralları kapsamalıdır. İç karantina kapsamında sakıncalı bulunan bir zararlı organizma dış karantina kapsamında da sakıncalı olmalıdır. İç karantina kapsamında imha tedbiri uygulaması düşünülen bir etmene , ithal izni verilmemelidir.
Yönetmeliğin en somut ve önemli değişiklik teklifleri; mevcut yönetmeliğin 5.maddesindeki “ithali şarta bağlı bitkiler ve maddeler” başlığında yapılmıştır. Bu maddedeki “…Ayrıca, bu bitki ve bitkisel ürünler bu yönetmelikte yer almadığı halde bitki gelişmesini engelleyecek ve bitki veya bitkisel ürünün Pazar değerini düşürecek seviyede herhangi bir zararlı organizmayı taşıyamaz.” ifadesi, taslakta çıkarılmış olarak görülmektedir. Anayasamızın “Tarım ve hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması” başlıklı 45.maddesinde “ Tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerin sağlanmasını kolaylaştırır.” İfadesiyle Devletin bitkisel üretimin artmasını engelleyecek faaliyetlere izin verilemeyeceğini düzenlemiştir. Ancak Bakanlık kendi eliyle buna çanak tutmaktadır. Anayasamızla koruma altındaki Üreticilerimizin aleyhine bir düzenleme yapılmaktadır. Yönetmelik taslağı Anayasamızın bu maddesine açıkça aykırıdır. Mevcut yönetmelik hali korunmalıdır.
Bakanlığımız 2003 yılından bugüne kadar 5.maddesi kapsamında ithaline izin verilmeyen ürün miktarlarını açıkladığın da , küçümsenmeyecek oranlarda bitki/bitkisel ürünlerin bu kapsamda ithaline engel olunduğu görülecektir.
Ülkemize temiz, ve sağlıklı ürün girişinde önemli bir işleve sahip olan 5.maddedeki bu düzenlemenin iptal edilmesinde nasıl bir Kamu Yararı olabilir? sorusuna cevap bulunamamaktadır? Açıkcası düzenleme de Kamu yararı yoktur. Sadece ithalatla uğraşanların lehine bir uygulamadır. Bakanlığın görevleri arasında sağlıklı, kaliteli ve temiz ürün temininde denetim görevi de yer almaktadır.
Korkarız ki bu düzenleme! Ülkemizi ithal bitki/bitkisel ürün çöplüğüne dönüştürecektir.
Geçtiğimiz yıllarda değişik sanayi ürünlerinde de yaşadığımız gibi bitki/bitkisel ürünler de kalitesiz, sağlıksız ürün pazarına dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Ancak önemli fark bu tür ithalatların meydana getireceği sonuçların toplumsal sonuçları olacağıdır.
Yapılmak istenen düzenlemeyle ilgili somut bilgilerden ziyade yapılan değişikliğin sadece 5.madde değişikliğini uygulamaya koymak için yapıldığı düşünülmektedir. Yönetmelikte böyle bir düzenlemeye mutlak ihtiyaç vardır. Aksi takdirde Kene (Yumurtaları) ile bulaşık herhangi bir bitki /bitkisel ürün yada topraklı bitki ithaline engel olmak mümkün olmayacaktır.Kene’nin hayvansal bir zararlı olmasına rağmen bitki ve bitkisel ürünlerle hatta toprakla da taşınabildiği ve yaşamlarını sürdürülebildiği bilinmektedir. Bakanlık böyle bir durumla karşılaşıldığında hangi maddeye göre işlem yapılacağını açıklamalıdır? Polemik olmaması ve yersiz endişe ve korkulara meyil vermemesi açısından bu konuyu fazlaca tartışmayı da doğru bulmuyoruz.
Değişikliğin amacı sorulduğunda! yine AB uyum bahanesiyle karşılaşılacaktır. Oysa ki uyum yönetmelik değişikliğiyle değil, ancak 6968 sayılı kanun değişikliğiyle sağlanabilecektir. Bu değişiklik AB mevzuatı ile de uyumlu değildir. Ana hatlarıyla örneklendirirsek, taslakta, hala permi düzenlemesi yer almaktadır. AB de permi uygulaması yoktur. AB nce 2000/29/EC sayılı Konsey direktifine göre , Bitki sağlık sertifikaları en fazla 14 gün önceden düzenlenmesini şart koşarken, taslakta bu süre (6968 de olduğundan dolayı) hala 20 gün olarak korunmaktadır. Bu basit örnekler; yapılan yönetmelik değişikliklerinin bahanesinin AB olamayacağını göstermektedir. Ancak yapılacak Kanun değişikliğinden sonra bu tür yönetmelik değişikliği çalışmalarının yapılması gerekir. Yoksa önümüzde yeni yönetmelik değişiklikleri kaçınılmazdır. Yönetmelik 6968 sayılı yasanın bir çok kısmına da açıklık getirmemiştir. Tarım alet ve makinalarının ithalinde izlenecek yöntem ve usullere yönetmelikte hiç değinilmemektedir.
Taslakta bazı zararlı organizmaların çıkarıldığı, bazılarının da listesinin değiştiği görülmüştür.
<