TARIMDA DESTEKLEMELER PANELİ ANKARA’DA YAPILDI Panel saat 10:00’da kayıtlarla başladı. Saygı duruşundan ve İstiklal Marşı okunmasının ardından konuşmalara geçildi. Panelin açılış konuşmasını yapan TZYMB Başkanı Dr. Ahmet ERDURMUŞ özetle şöyle konuştu. “Türkiye’nin ilk sivil toplum kuruluşlarından olan TZYMB, 7 İlde Şube Başkanlığı, hemen hemen her ilde bulunan İl Temsilcilikleri ve 3260 üyesi ile halen Ülkemizin en güçlü sivil toplum kuruluşudur. Bugünkü programımızda Tarımda Destekleme konulu bir panelimiz var. Biliyorsunuz tarım destekleri her zaman tartışılan bir konudur. Çiftçi haklı olarak AB ve ABD’ye göre mukayese edildiğinde yapılan desteklerin azlığından şikayetçi, hükümetler ise yaptıkları desteklerin bir önceki yıla göre artarak devam ettiğini söylemektedirler. Bunun da en doğrusunu taraflar bilmektedir. Panelistlerimizi seçerken çok titiz davranarak, konunun hem teoriğini, hem de pratiğini bilen panelistlerle bir karma yapıp siz değerli misafirlerimizi bilgilendireceğiz. Panelistlerden iki tane ziraat odası başkanımızı biri güneyden, biri kuzeyden olmak üzere davet ettik. Onlar da sağ olsunlar bizi kırmayarak uzun bir yoldan geldiler. Panelin hemen peşinden ise meslekte 30.ncı yılını doldurmuş çok değerli meslektaşlarımıza birer onur plaketi vereceğiz. Biraz da bugünkü panel konumuz olan tarımda desteklemeler konusuna değinmek istiyorum. Ülkemiz destekleme sisteminde ağırlığı azaltılmış olmasına rağmen yine de Doğrudan Gelir Desteği oluşturmaktadır. Tarım Bakanlığınca, 2002 yılında dekar başına 16 YTL olarak açıklanan Doğrudan Gelir Desteği (DGD) bu yıl 10 YTL olarak belirlenmiştir. Resmi açıklanan enflasyon farkına göre olması gereken ise bugün 25 YTL’dir. DGD ödemelerinden kesilen aradaki farkın bir kısmı ise mazot ve gübre desteği adlarıyla çiftçiye sanki ilave bir destek yapılıyormuş gibi lanse edilmiştir. Aslında çiftçiye verilen desteklerin tamamı hazineden alınan rakamlara göre 2002 yılında 6 milyar YTL iken 2006 yılında yine 6 milyar YTL olmuştur.. Üstelik yapılan desteklemelerde formaliteler artırılmış ve adeta çiftçiye eziyet haline getirilmiştir. Çiftçi alacağı 3-5 kuruş destek için daha fazlasını harcamak zorunda bırakılmıştır.” Büyük Birlik Partisi genel Başkan Yardımcısı Yaşar YAZICIOĞLU özetle; “1980 yılı sonrasında uygulanan emperyalist tarım politikaları sonucunda; her alanda olduğu gibi tarımda da tekelleşme yaşanmıştır. Bunun olumsuz etkilerinden kurtulmak için yeniden bir Milli Tarım Politikası oluşturulması kaçınılmazdır. Tarıma yapılan destekler etkili, verimli, ihracatı artıran, pazarlamayı sağlayan nitelikte değildir. Bugün Türkiye ithalat cenneti haline gelmiştir. Tarımda da ithalat oldukça yaygındır. Türkiye yeteri kadar üreten değil ithal eden ülke haline gelmiştir. Ülkemizde 700-800 bin çiftçi açtır. Büyümenin tarımda %5-6 olduğundan söz edilmektedir. Bu yeterli değildir. 4-5 Milyar YTL tarıma destek yeterli değildir. Tarım Türkiye’de bir çöküş sürecindedir. Tarım bir milletin varlığıdır. Tarımda yeterli aşamaları kaydedemezseniz diğer alanlarda da yeteri kadar ilerleme sağlayamazsınız.” diye konuştu. Ülkemiz tarımı 2002’den bu yana yaşanan gelişmelerden payına düşeni almıştır. Sanmayın ki hep gayri milli dejenerasyonlar sadece tarımdışı sektörlerde yaşandı. Tarım bu süreçte en çok mağdur edilen sektörlerin başında gelmektedir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Hükümetin de acil eylem planında ifade edilen yeniden yapılandırılması çalışmaları bu hükümetin eline yüzene bulaştırdığı işlerdendir. Teşkilatını bile günün şartlarına uygun olarak organizasyona tabi tutabilecek vizyondan yoksun bir hükümetin Ülke Tarımının meselelerine çözüm bulmasını beklemek mümkün müdür? Tarımsal desteklemelerdeki rakamsal aldatmacaları yine en iyi olarak sizler farkındasınız. Bizim hükümetimiz zamanında başlatılan Doğrudan Gelir Ödemelerini aradan geçen 4,5 yılda enflasyon oranında dahi artıramayan bu hükümet her alanda olduğu gibi bu alanda kendi hayal alemlerinde yaşamaya devam etmektedir. Yapılacak panelin Ülkemiz Tarımı için hayırlara vesile olmasını diler, bu paneli düzenleyerek bizleri buluşturan Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliğine en içten teşekkürlerimi iletir, değerli panelistlere ve tüm katılımcılara saygılar sunarım.” diye konuştu. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşarı Vedat MİRMAHMUTOĞULLARI ise özetle; yapılan bu konuşmalara katılmasının mümkün olmadığını belirterek Türkiye Tarımı adına son yıllarda önemli çalışmalar yaptıklarını, birçok konuda tarımsal destekleme sağladıklarını, miktar olarak tarımsal desteklemelerde önceki yıllara göre bir artış olduğunu, DGD uygulamalarının yanında mazot desteği vermeye başlanıldığını ve gübre desteklerini ise yeniden başlattıklarını belirterek diğer Bakanlık faaliyetlerinden örnekler vermiştir. Açılış konuşmalarının ardından paneli başlatan Ahmet DEMİRCİ ise konuya nükteli bir giriş yaparak “Temel -Ölecem ölecem demiş kimse inanmamış. Ölmüş.. Mezar taşına Aha gördünüz yazdırmış…” İnşallah tarımda bu manzarayla karşılaşmamak için yapılan uyarılar yetkililerce dikkate alınarak gerekli tedbirler alınır diye konuşarak panelistlere söz verdi. Türkiye’de çiftçiden ziyade köylü desteklenmektedir… Prof. Dr. Ahmet ÖZÇELİK; “Tarım stratejik bir sektör olduğundan bilhassa desteklenmelidir. Sermaye birikiminin yetersiz olması ve tarımsal üretimdeki belirsizlik desteklemeyi zorunlu kılmaktadır. Tarımın temel sorunlarının halledilmemiş olmasının sıkıntıları yaşanmaktadır.” dedi Ege-Marmara Bölgesinde yeralan yedi ilde yürütülen bir araştırmanın sonuçlarından örnekler veren Özçelik; DGD uygulamasının bir sosyal yardım niteliğinden öteye gidemediğini belirtmiştir. EBK ve SEK gibi kurumların piyasada sibop görevi gördüğünü bunların özelleştirilerek piyasanın kaderine terk edildiğini belirten ÖZÇELİK; “Tarımda yapısal sorunları aşmadıkça desteklemeler belirli bir kaynağı belirli bir kitleye dağıtmak zorunda kalınmaya devam edilecektir. Türkiye’de çiftçiden ziyade köylü desteklenmekte tarımsal hane sayısı ile çiftçi sayısı birbirine karıştırılmaktadır.” diye konuştu. Son 4 yılda çiftçinin sadece buğday piyasasında kaybı 4-4,5 Milyar YTL… Prof. Dr. Mevlüt KARAKAYA ise tarımın GSMH katkısının % 10-12 olduğunu belirterek desteklerin Pazar, DGD, dolaylı ve diğer destekler olarak sınıflandırılabileceğini söyledi. Hububatta tarımsal desteklemeleri örnekleriyle anlatan Prof. Dr. KARAKAYA; son 4 yılda sadece buğdayda uğranılan piyasa kaybınının 4-4,5 Milyar YTL olduğunu söyledi. 20 Milyon ton üretiminin piyasada satıldığı varsayımından hareketle yapılan hesaplamalarda bu rakam ulaşılacağı görülecektir diye konuşan KARAKAYA; Çiftçi satınalma gücüne uğratılmıştır. Neden? diye sordu. KARAKAYA çözüm önerilerini şöyle sıraladı. TMO, güçlü bir müdahale kuruluşu olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Ürünler arası pariteleri de dikkate almak suretiyle, uzun dönemli fiyat açıklanmalıdır. Fiyat temelinde yürüyen kısa süreli politikalardan daha önemlisi, ülkemiz hububat sektörünün yapısal sorunlarını çözmektir. Boşaltılan her fındık bahçesi yok olan bir karakoldur… Ordu Ziraat Odası Başkanı Onur ŞAHİN özetle; “Dünyada hiçbir ürün yoktur ki bir ülke onun % 70’ini elinde tutsun. O ürün fındıktır. Bunun altını çizerek dikkatlerinize sunmak istiyorum. Fındık ihraç edilmiyor AB tarafından ithal ediliyor.” diye konuştu. Son yıllarda fındık üzerinden oynanan oyunları kamuoyunun çok yakından takip ettiğini belirten ŞAHİN yaşanan gelişmeleri örnekleriyle, ve belgeleriyle katılımcılara ayrıntılı olarak anlattı. Onur ŞAHİN “Fiyatı 9 YTL olan bir ürünün fiyatını 4 YTL’ye indirmek de bir hortumdur. Boşaltılan her fındık bahçesi yok olan bir karakoldur.” dedi. Sorunların çözümlenmesi için önerilerini de sıralayan ŞAHİN; Fındık milli ikram ürünü olarak kabul edilmelidir. FİF kesintisi yapılmalıdır, Fındık rakam sınırlandırması ele alınarak yeniden düzenlenmeli, Fındık Ürün Konseyi hızla hayata geçirilmelidir. İhracatta işlenmiş fındığa yönelinmelidir. Fındık araştırma enstitüsünün görev alanı genişletilmelidir.” dedi. Artık üreticiyi adım adım takip mi edecez… Finike Ziraat Odası Başkanı Hüseyin UYGUN özetle; “Tarımın kalbinin attığı yerden geliyorum. Maalesef bu kalp 3-4 yıldır tekliyor. Ana damarlardan birkaç tanesinde tıkanma var. Stent takılması lazım. By pass yapılması lazım…” diye konuşmasına baş
Dahilde İşleme Rejimi (DİR), ticaret – rant aracına dönüşmüştür. Bu haksız sürece “dur” denilmeli, sistem kamu yararı doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir.
Üreticinin hasat döneminde kısa süreli acil finans gereksinimini karşılayacak avans-kredi sistemi oluşturulmalıdır.
Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği 68. Kuruluş Yıldönümünü düzenlediği etkinliklerle kutluyor. Bu kapsamda düzenlenen Tarımda Desteklemeler konulu Panel 28 Nisan 2007 tarihinde Ankara’da yapıldı. Türkiye Kamu-Sen Türk Tarım Orman Sen Başkanı Ahmet DEMİRCİ’nin yönettiği panele; Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof Dr. Ahmet ÖZÇELİK, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Mevlüt KARAKAYA, Ordu Ziraat Odası Başkanı Onur ŞAHİN ve Finike Ziraat Odası Başkanı Hüseyin UYGUN panelist olarak katıldılar.
TZYMB 68. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ ETKİNLİKLERİ KAPSMINDA