TZYMB

Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği

Mübarek Berat Kandilini kutluyoruz

Türk-İslam Dünyasının Mübarek Berat Kandilini kutlar, Kandil'in yaşadığımız bu güzel coğrafyaya barış ve huzur, Milletimize sağlık, mutluluk ve başarılar getirmesini Yüce Allah'tan dileriz. Berat; sözlükte kurtuluş, suç ve cezanın affı ve arınma anlamlarına gelmektedir. Dini anlamda ise günahlardan arınma, Allah’ın rahmetine ve affına erişme, kısaca Allah katında berat etme ve temize çıkma demektir.

Yüce Allah, Al-i İmrân Suresinde: “(Ey Muhammed) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir”[1] buyurmuştur. Bu ayet, her hususta Peygamber Efendimize tabi olmamız gerektiği mesajını vermektedir. Bu İlâhî mesaj, Mübarek gecelerin ihya edilmesini de içerir.


Kur’an-ı Kerim’de kendisini, Rahman ve Rahim sıfatlarıyla tanıtan Yüce Rabbimiz’in affı ve bağışı çok boldur. Kullarından O’na yönelip af ve mağfiret dileyenlerin dualarını kabul eder. Öyle ise, bu gibi mübarek geceleri fırsat bilip tevbe ve istiğfar etmeliyiz.


Berat ve Kadir geceleri gibi mübarek gün ve geceler, müslümanların Allah’a yöneldikleri, çeşitli ibadetlerle meşgul oldukları, hayır ve hasenat yaptıkları; dua, tevbe ve istiğfar ile günahlarının bağışlanmasını Yüce Allah’tan istedikleri bereketli ve feyizli zamanlardır.


Hz. Aişe validemizin rivayetine göre, Peygamber Efendimiz, Berat gecesini ibadetle geçirmiş ve kıldığı namazın secdesinde şöyle dua etmiştir: “Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum. Ya Rabbi! Senden yine Sana sığınıyorum. Sen yücelerden yücesin, Seni layık olduğun şekilde medh-ü sena edemiyorum. Sana layık bir şükürle şükredemiyorum. Sen ancak kendini övdüğün gibisin”.[2]


Sevgili Peygamberimiz, bizim de bu geceyi ibadetle geçirmemizi tavsiye etmiş ve şöyle buyurmuşlardır: “Şaban ayının 15. gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece güneş doğuncaya kadar dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve şafak sökene kadar: Tevbe eden yok mu, affedeyim. Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim. Hastalığına şifa isteyen yok mu, şifa vereyim. Daha ne gibi istekleri varsa istesinler, vereyim”[3] buyurur.


Böyle feyizli ve bereketli gecelerde bir taraftan Yüce Rabbimize dua edip affımızı istemeli, diğer taraftan da anne ve babamızın hayır dualarını almaya, akraba, komşu ve arkadaşlarımızın gönüllerini kazanmaya ve aramızdaki insanî ilişkileri daha da güçlendirmeye çalışmalıyız. Ayrıca, aramızda dargınlık bulunan kardeşlerimizle, bu mübarek gecenin aydınlığında barışalım, düşünce ve meşrep farklılığı gözetmeden onlarla kucaklaşalım ve kırılan gönülleri onarmaya gayret edelim. Hiç şüphe yok ki bu gayretler, Allah’ın rızasına ermemize vesile olacağı gibi, birlik ve beraberliğin pekişmesine de önemli katkılar sağlayacaktır. (1)


Berat kandilinizi tebrik eder, sağlıkla daha nice güzel günlere erişmemizi, Yüce Allah’tan dilerim.


Bir Ayet


“Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.” Lokman, 31/18



         Bir Hadis     


Ebû Hüreyre Abdurrahman İbni Sahr radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:– “Allah Teâlâ sizin bedenlerinize ve yüzlerinize değil, kalblerinize ve davranışlarınıza bakar. ” Müslim, Birr 34 ( III, 1987)


(1)DİB Hutbeleri www.diyanet.gov.tr